23 Aralık 2008 Salı

Lütfen daha dikkatli olalım, tercihlerimizi bilinçli yapalım

Günümüzde kimya sanayi çok gelişti. Kullanmamız için üretilen pekçok kimyevi esaslı ürün var. Çamaşırlarımızı pırıl pırıl yapan toz deterjanlarımız, lekeleri söküp atan çeşit çeşit çamaşır sularımız var. Ancak ne yazık ki bunların bedeli gittikçe ağırlaşmakta. Bu ürünler ne yazıkki büyük çevre sorunlarına neden olmakta, gerek üretimleri gerek kullanılmaları esnasında yaşadığımız çevreye büyük zararlar vermekte.
Hem suyu toprağı havayı kirletmekte, hem canlıları hasta etmekte. Çöplükler geridönüşümsüz atıklarla dolup taşmakta doğada uzun yıllar yok olmamaktadır.
İşte tam bu noktada insana yani bize çok büyük görevler düşüyor. Günlük hayatta her an yaptığımız seçimlere ne kadar dikkat ediyoruz? Lütfen bir düşünelim.
Yeni birşeyler alırken, çevreci ürün olup olmadıklarına dikkat ediyor muyuz, beyaz eşya alırken A sınıfı olmasına, yada ambalajının geri dönüşümlü olmasına dikkat ediyor muyuz? Örnekleri arttırmak mümkün. Ama sanırım siz, ne demek istediğimi anladınız. Çevremize, bütün canlılara, daha doğrusu "kendimize" ne kadar değer veriyoruz.
Ümidim o ki çevre bilinci hızla gelişiyor yaygınlaşıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları, geri dönüşümlü çöpler, doğal ürünler vs.. artık sıkça duyduğumuz sözcükler haline geldi. Çünkü artık birşeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor. Elektrik tasarrufu yapmak, çöplerimizi ayrıştırarak atmak ya da daha az petrol ürünü kullanmak gibi pek çok sorumluluğumuz var.
Lütfen herbirimiz aynı duyarlılığı göstermeye gayret edelim. Bu konuya önem verelim, günlük hayatta yaptığımız tercihlere dikkat edelim. Bilinçlenelim, bilinçlendirelim. Herkes için iyi olanı yapmaya çalışalım.
Çünkü alternatiflerimiz var. Mesela yalnız su kullanarak temizlik yapabilen, mikrodokulu temizlik ürünleri hızla yaygınlaşıyor. RSI ürünleriyle tam da bu noktada tanıştım. Cam bezlerinden su filtrelerine, doğal merhemlerden biophoton çiplerine kadar genişleyen bir ürün yelpazesiyle, günümüz insanın ihtiyaçlarına en doğal bir biçimde cevap vermeye çalışıyor. Bu ve benzeri firmaları, oluşum veya organizasyonları desteklemek hepimizin vazifesi olmalı.
Siz çevreye duyarlı tüm insanlar! Bize katılın.
Yorum ve görüşlerinizi bekliyorum
Doğayla dost bir yaşam tarzı tercih etmemiz ümidiyle...

17 Aralık 2008 Çarşamba

İNTERNETTEN ARAŞTIRDIM, CİVANPERÇEMİ BİRÇOK ŞEYE İYİ GELİYORMUŞ!!

CİVANPERÇEMİ
Düzenli olarak içilen bitki çayı ile migren tümüyle iyileşebilir. Bedeni temizleyici etkisi sayesinde, yıllar boyu yer etmiş hastalıkları bedenimizden dışarı atabiliriz. Civanperçeminin en iyi biçimde ve doğrudan kemik iliğini etkilediğini ve orada kan üretimin düzene soktuğunu özellikle belirtmek gerekir. Bu gücü sayesinde bitki, kemik iliği hastalarında, çay kürleri, banyolar ve tentür kullanımı yoluyla yardımcı olabilir.
Mide kanamalarında ve basur kanamalarında olduğu kadar, mide basıncı ve mide yanmalarına karşı bitki çayı çok kısa sürede başarı sağlayabilir. Soğuk algınlıklarında, sırt ve romatizma ağrılarında, bitki çayı elden geldiğince sıcak içilmelidir. Bitki çayı, böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar, iştahsızlığı giderir, gazları ve mide kramplarını, karaciğer düzensizliklerini, mide ve bağırsak kanalı iltihaplarını iyileştirmeye yardım eder ve bağırsak çalışmalarını düzenleyerek, dışkılamayı kolaylaştırır.
Kan dolaşımına ve damar kramplarına karşı çok etkili olduğu için bitki çayını koroner yetmezliğinde de önerilebilir. Rahatsız edici vajinal kaşıntılar, bitkinin kaynama suyu ile yapılan yıkama ve oturma banyoları sayesinde yok olabilirler. Civanperçemi çiçeklerinden, basura karşı etkili bir merhem hazırlanabilir. (Reerans1:m.treben)
UYARILAR
Civanperşeminin gebelik süresince kullanılmaması tavsiye edilir. Bazı duyarlı kişilerde alerjik tepkilere yol açabilir. Başkaca bilinen bir yan etkisi yoktur.
Çay Hazırlamak:
Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır (kaynatılmaz). 15 dk. demlendikten sonra süzülür. Aksi belirtilmedikçe günde 3 su bardağı çay aç karına veya öğün aralarında içilir.

20 Kasım 2008 Perşembe

PANCAR SALATASI



Pancarları haşlıyoruz. Rendeliyoruz.

Mayonezle karıştırıyoruz.

Çay saatlerinde veya et yanında yemek için ideal.

Hem lezzetli, hem demir deposu.

Afiyetle...

12 Kasım 2008 Çarşamba

SİNİ ORUĞU - TEPSİDE İÇLİ KÖFTE



içli köfteyi çok seviyorum ama şeklini vermesini beceremiyorum diyenlere özellikle tavsiye olunur. afiyetle..
Tarifini görmek için bağlantı linkini kullanın, başlığa tıklayın.

16 Ekim 2008 Perşembe

VE YİNE TAKILAR, TAKILAR...











ELMALI KURABİYE -2

Daha evvel tarifini verdiğim hamur ve harçla yapıyoruz. Sadece bu kez şeklini değiştirdim.
Kare şekline yakın bir hamur açıyoruz.
Harcı bir kenarına koyup, rulo yapıyoruz.
Not: Eğer harç fazlaysa hamurun üstünü bir tamam harçla sıvayıp rulo yapabiliriz. Daha güzel olur.

PIRASALI BÖREK HARCI

Pırasa mevsimi geldi.
Benim favori tarifimi yapmak isteyen olur diye sizinle paylaşmak istedim.
1 kg pırasayı ayıklayıp yıkıyoruz. Salata soğanı kıyar gibi kıyıyoruz. Tencereye koyup bir çay bardağı veya daha az sıvıyağda kavuruyoruz. Üstüne dolma baharı, karabiber, tuz ve bir fiske şeker ekip, ocaktan indiriyoruz. (İstersek buna küçük doğranmış sosis ekleyebiliriz.)
Hazırladığımız bu harcı böreklerimizde kullanıyoruz. İnanın çok nefis oluyor. Selam ve sevgilerimle...

15 Ekim 2008 Çarşamba

PRATİK PİZZA

Yuvarlak hamburger ekmeklerini yatay olarak ikiye kesiyoruz.
Her iki yarım için bir yumurta kullanacağız. (mesela 6 yarım ekmek için 3 yumurta)
Yumurtaları bir çırpma kabına kırıyoruz. Sosisleri dilimliyoruz. Kaşar peynirleri küp küp kesiyoruz. Peynir, sosis ve yumurtayı karıştırıyoruz. Karabiber, tuz ve kuru nane ekliyoruz.
Eğer yağlı kağıt kullanmayacaksak, ekmeklerin altını margarinliyoruz. Yağlı kağıt serersek buna lüzum yok.
Yumurtalı karışımı, tepsiye dizilmiş ekmeklerin üstüne paylaştırıyoruz. Üzerine ince kıyılmış biber ve dereotu serpiyoruz. Birer dilim domates koymayı da unutmuyoruz. Ekmek pizzalarımız pişmeye hazır.
Fırında, kenarları kızarmaya başlayıp, yumurtalar katılaşıncaya kadar tutuyoruz. Hem çok lezzetli ve hem de kolay. afiyet olsun

9 Ekim 2008 Perşembe

UYDURUK ÇORBA :-)

Birkaç havucu rendeleyip, sarımsaklarla beraber sıvı yağda kavuruyoruz. Üzerine çorbanın suyunu (tavuk suyu olursa daha iyi olur) döküyoruz. Daha soğukken 3 kaşık mısır unu, bir bardak kadar yeşil mercimek, bir çay bardağı kadar ince bulgur, en az bir bardak dolusu haşlanmış mısır tanelerini ve 3 kaşık yoğurdu ekliyoruz. Karıştırarak kaynamasını bekliyoruz. Malzemeler pişince ateşten alıyoruz ve afiyetle yiyoruz.
Not: miktarlar çok önemli değil. siz damak tadınıza göre azaltıp çoğaltabilirsiniz.
Annemler çok beğendiler. Umarım siz de beğenirsiniz.

7 Ekim 2008 Salı

ELMALI KURABİYE

Sermin teyzemde yiyip tarifini aldığım bu kurabiyeyi daha önce yapmamıştım. Nefis bişey!..
Yapılışı:
1 bardak pudra şekeri
1 bardak sıvıyağ
1 yumurtanın sarısı
1 paket kabartma tozu
3 kaşık yoğurt
Aldığı kadar un ilave ediyoruz.
Harç için:
2-3 elmayı rendeliyoruz
Şekerle kaynatıyoruz
Tarçın, ceviz ekliyoruz

Malzemeleri yoğuruyoruz. Ortasına harcı koyup kapatıyoruz. İster yuvarlak ister ay formunda şekillendiriyoruz. Önceden 175 dereceye ısıtılmış fırında pişiriyoruz. Çıktıktan sonra üstüne pudra şekeri serpiyoruz. Hepinize bu nefis kurabiyeyi tavsiye ederim. Önümüz kış ve elma bol. Sıcacık bir çay eşliğinde, sevdiklerinizle paylaşabileceğiniz harika bir ikramlık.

2 Ekim 2008 Perşembe

LORLU İRMİK TATLISI

Tarifi, bir gazete ilavesinden aldım ama birazcık değiştirdim:

Yarım kg tuzsuz lor
3 yumurta
3 kaşık un
Yarım bardak sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
Hindistan cevizi
Yaklaşık 1 paket irmik (hamuru kıvama getirecek kadar)

Loru, yumurtayı, unu, yağı ve hindistan cevizini karıştırma kabına alalım. Yoğurmaya başlayalım. Yoğurma esnasında irmiği yavaş yavaş (4-5 seferde) karışıma ilave edelim. Elde ettiğimiz ele yapışmayan kıvamdaki hamurdan avuç içi büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayalım. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizelim. 180 derece ısıtılmış fırında altı üstü esmerleşene dek pişirelim.
Onlar pişerken, gelin biz şerbeti hazırlayalım:
4 bardak su
4 bardak şeker (az tatlı yiyorsanız 3 bardak koyun)
Bir limonun veya portakalın suyu
Bunları kaynatalım.
Fırından çıkan kurabiyelerin üstüne şerbeti hemen dökelim. Üstünü örtüp iyice emmesini bekleyelim. Soğuyunca servis edelim. Afiyet olsun..

BAL KABAĞINDAN TATLI ama...

Hepimiz kışın en favori tatlılarından olan kabak tatlısını biliriz. Ama yengem sayesinde artık bu tatlıyı birazdan tarif edeceğim şekliyle yemeği tercih ediyorum. Belki sizin de hoşunuza gider de tatlıyı bu şekilde yapmayı tercih edersiniz :-)
Gelelim yapılışına;
Önce şekerle kabağı kaynatmak suretiyle kabak tatlımızı hazırlıyoruz. Soğuyunca tatlımızı bir borcama döküp üzerine çatalla bastırıyoruz. Yani tam olmasa da birazcık eziyoruz, (sakın tamamen ezmeyin!!) Bundan sonrası için size iki seçenek sunacağım
1- Daha evvelden hazırladığınız sakızlı muhallebiyi (koyu kıvamlı), kabak ezmesinin üstüne dökün, sıvayın. Soğuyunca krem şanti hazırlayıp üstüne onu yaydırın veya sıkarak şekil verin.
2- Pakette hazır satılan pasta kremasını hazırlayıp, kabakların üstüne sıvayın. Üzerine de çikolata rendeleyin.
Her iki şekilde de tamamlayabileceğiniz tatlıyı afiyetle yemeniz dileğimle..

5 Eylül 2008 Cuma

EL YAPIMI SANAT İŞLERİMİZ











Figürler, ayna üzerine cam kumlama tekniğiyle işlenmiştir. Yeryer kolaj olan arka fonun üzerinde yer yer cam boyasıyla renklendirme yapılabilmektedir.

Hurma - Çok şifalı bir bitki


Mevsim sonbahar ve hurmalar kızarmaya başlayacak. Son derece faydalı olan bu bitkiyi ne kadar çok yersek o kadar iyi.
İnternetten bulduğum bu yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum:
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asım Kadıoğlu, Trabzon hurmasının (Diospyros Kaki) dünyada iyi bilinen, üzerinde çok araştırma yapılan bir bitki türü olduğunu belirtti. Trabzon hurmasının meyvelerinin olgunlaşmadan yenilmemesi, olgunlaştığında ise yumuşaması ve muhafaza ömrünün azalmasının tüketim ve pazarlanmasındaki en önemli sorunlar olduğunu ifade eden Kadıoğlu, “Trabzon hurması olarak bilinen bu meyve türünün üretimi özellikle İsrail’de çok yaygınlaşmıştır. Bu meyve, birçok vitamin türünü içermesi nedeniyle sağlık açısından önemli bir bitkidir” dedi. Trabzon hurmasının özellikle A vitamini ve karbonhidratlarca zengin olduğuna dikkati çeken Kadıoğlu, şöyle devam etti: “Bu meyvenin 100 gramında 14-20 gram arasında vitamin bulunmaktadır. Yine 100 gramda 0.7 gram protein ve 0.4 gram yağ da içermektedir. 100 gramda 20-25 miligram arasında C vitamini ile riboflavin, niasin ve tiamin gibi bazı B vitamini çeşitleri de bulunmaktadır. Ayrıca mineral madde içeriği bakımından zengin olduğu, özellikle potasyum, kalsiyum ve fosforu en yüksek oranlarda ihtiva ettiği yapılan araştırmalarda ortaya konulmuştur.” Kadıoğlu, Trabzon hurmasının birçok hastalığa da faydalı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Yapılan tıbbi araştırmalarda özellikle kalp-damar, sindirim sistemi hastalıklarına iyi geldiği, bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği, sindirim sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılabileceği belirlenmiştir. Ayrıca zayıflama, 100 gramda 0.3 miligram demir ihtiva etmesi nedeniyle kansızlığın, A, B, C vitaminlerini ihtiva ettiğinden dolayı da vitamin eksikliğinin tedavisinde kullanılabilmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda,kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürücü özelliğinin olduğu da tespit edilmiştir.”

SÜTLÜ KEK ve sonbaharda mantarlar resmi

4 yumurta
2 bardak şeker
1 bardak süt/su
50 gr kakao
bir kaşık tarçın
yarım bardak sıvıyağ karıştırılır.
İlaveten:
3 bardak un
2 paket kabartma tozu (limonla köpürtülmüş)
vanilya
Hepsini karıştırıp kalıba döküyoruz. 180 derecede 50 dk kadar pişiriyoruz (fırınınızın cinsine ya da tepsinin genişliğine göre kızarma süresi değişebileceğinden kesin bişey söylemiyorum.) Fırından çıkınca kalıptan kurtarıp ılıtıyoruz. Üzerine soğuk süt döküp buzdolabında bekletiyoruz. Ben dilimledikten sonra üstüne vişne reçelinin suyunu da sos gibi döktüm, nefis oldu. Arzu ederseniz siz de dökebilirsiniz. Afiyetle..

19 Ağustos 2008 Salı

Migreni olanlar için:

--Migren krizimin geleceğini hissettiğim zaman:
Mide bulantısı hapımı alırım. Ve çoğu zaman, bu önlem, krizimin gelmesini engeller.
--Ağrı tuttuktan sonra:
Doktorun verdiği migren ilacımı içip uzandığım zaman, ayağımın altına içi sıcak su dolu bir termofor koyarım. Bu, beni çok rahatlatır. Sanırım, kanı aşağı çekip, baştaki damarlara olan basıncı azalttığı için böyle hissettiriyor.
Bana bunlar iyi geliyor. İsterseniz siz de deneyin.

10 Ağustos 2008 Pazar

AĞLAYAN PASTA -değişik versiyon

Malzemeler:
Nazanın tarifindeki hamur malzemeleri aynen geçerli,
4 yumurta
4 türk kahvesi fincanı şeker
4 türk kahvesi fincanı un
2 çorba kaşığı süt
2 paket kabartma tozu
1 küçük paket kakao
1 paket vanilya
ilaveten: yarım bardak damla çikolata ve birazcık türk kahvesi
Krem şanti yerine; krem şokola ve fıstık ezmesi karışımını sürdüm. Sosunu da çikolatalı değilde, meyveli sos olarak hazırladım. Diğerindeki gibi keki pişirin, sütle ıslatın. Soğuyunca krem şokolalı ezmeyi sürün, soğumuş sosu dökün. Afiyetle..

AĞLAYAN PASTA -Nazancımdan

Malzemeler:
4 yumurta
4 türk kahvesi fincanı şeker
4 türk kahvesi fincanı un
2 çorba kaşığı süt
2 paket kabartma tozu
1 küçük kakao paketinin tamamı
1 paket vanilya
pişirilen hazır çikolata sosundan ve toz krem şantiden de birer paket.
Yapılışı:
Keki pişirin (yaklaşık 190 derecede kızarana dek). kek pişerken diğer yanda çikolata sosunu ve krem şantiyi kendi tariflerine göre hazırlayın. Kek pişip ılınınca, 2 bardak soğuk süt dökün. Krem şantiyi soğuk kekin üstüne yaydırın. Çikolata sosunu da soğutup üzerine dökün. Buzdolabında bekletin.
NOT: Bu tarifi kuzenimden aldım. Onda yemiştim. Tadı çok güzel ancak fotoğrafını çekemedim. Eve dönünce bir iki değişiklik yapıp kendim yaptım. Onun fotoğrafını ve tarifini vereceğim. Az sonra... :-))

31 Temmuz 2008 Perşembe


KARA KABAKTAN DOLMA YAPIYORUZ..
Pazardan yada marketlerden artık kolayca bulabildiğimiz koyu yeşil (kara) ve yuvarlak kabaktan bir yemeklik alıyoruz. Kabak soyacağıyla içlerini boşaltıyoruz. Sonra, kabuklarını resimdeki gibi alaca soyuyoruz (kabağı delmemeğe dikkat ederek).
Soğanları minik minik doğruyoruz. Salata soğanında yaptığımız gibi tuzla ovup süzüyoruz. Sarımsakları da minicik kesip katıyoruz. Yarım bardak soya kıymasını ıslatıyoruz. Şişince, yarım bardak kadar pirinçle beraber, karışıma ilave ediyoruz. Salça, bolca sumak, tuz ve istediğimiz baharatlar eşliğinde harmanlıyoruz. Kıyılmış maydanozları ilave edip, birazcık da sıvıyağ ve su katıp, dolmaları dolduruyoruz. Salçalı suda kaynatıyoruz.
Malzeme ölçüleri isteğe bağlı olarak değişebilir. Zevkinize bırakıyorum.
Afiyet olsun

21 Temmuz 2008 Pazartesi

Dekoratif Lambalar Yapıyoruz


TUZLU MISIR UNLU KEK


Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağından biraz az sıvıyağ
Aldığı kadar un (yaklaşık 3,5 bardak)
Unun yarısı Mısırunu olacak.
1 su bardağı kadar kırık peynir veya lor
Yarım demet dereotu
Yarım demet maydanoz
Kabartma tozu
Tuz, pulbiber
Kıvamı kek kadar sulu olmamalı yada kurabiye kadar sert olmamalı. İkisinin ortası cıvık bir kıvam tutturmalısınız.
Malzemeleri karıştırıp kek kalıbına "sığ" olarak dökün. Mesela ben resimdeki halka kek kalıbı ile bir küçük dikdörtgen kalıba malzemeyi paylaştırdım. Malzemenin pişince çok kalın bir kek haline gelmesine izin vermeyin. (Pişmişi yaklaşık 6 cm çapında oluyor.)
Haydi hanımlar, hep tatlı kek yapacak değilsiniz ya, bir de bu keki deneyin. Afiyetle yiyin.

15 Temmuz 2008 Salı

İKRAMLIK LEZZETLER


Salatalara Giriş:

Pancarlı Karışık Salata

Patatesleri haşlayıp püre yapıyoruz. Pancarları ve Havuçları ayrı ayrı rendeleyip tavada öldürüyoruz. Kullanacağımız kabın dibine önce püreyi, üstüne havuç kavurmasını, onun üstüne de pancar kavurmasını yayıyoruz. En üstüne de küçük küçük doğradığımız salatalık turşularını döküyoruz. Böyle bir karışım sarımsak ve yoğurt ikilisiyle sonlandırılmaz mı hiç! Sarımsaklı yoğurdumuzu da döktük mü müthiş leziz bir salata elde ediyoruz. Haydi misafirlerimiz bayram etsin. : ))

Tarifteki sebze ölçüleri ve tuz miktarı tamamen isteğe bağlıdır. Afiyetle..

15 Haziran 2008 Pazar

VİŞNELİ KEDİDİLLİ TATLI


Yarım kutu büyük boy vişne suyuna 3 kaşık nişasta salıp pelte yapalım. İstediğimiz kadar şeker ekleyelim.
Bir borcama yada kalıp yapacağımız herhangi bir kaba strech film yayalım. Hazırladığımız pelteyi çikolata parçalarıyla beraber kaba dökelim. Soğutup katılaşmasını bekleyelim.
Öbür taraftan 3 bardak süte 3-4 kaşık un, arzu ettiğimiz kadar şeker ve vanilya ekleyip muhallebi hazırlayalım. Pişince 1 paket hazır krema katalım. Kedi dillerini ister bütün bütün dizelim muhallebiyi üstüne dökelim, ister üçe dörde kırıp muhallebiyle karıştırıp öyle dökelim. Katılaşmış peltenin üstüne ikinci katı hazırlamış olduk. Onu da buzdolabında bir gece bekletelim
Ertesi gün ters çevirip, sade veya dondurmayla servis edelim. Afiyetle..

29 Mayıs 2008 Perşembe

JÖLELİ PELTE

Hanımlar, bugünkü tatlım tam yaz tatlısı. Ailenizi sıcak yaz günlerinde mutlu edebileceğiniz soğuk bir lezzet. Denemenizi tavsiye ediyorum.
Yapılışı:
Önce istediğimiz bir jöleyi alıyoruz. (benim kullandığım vişneli) Pişiriyoruz. Servis yapacağımız cam kaba (ben krem karamel kasesi kullandım) meyvaları yerleştirip üstüne sıcak jöleyi döküyoruz. Oda sıcaklığına gelince buzdolabına koyup katılaşmasını bekliyoruz. Katılaşınca pelteyi hazırlama zamanımız geldi demektir. Herhangi sevdiğimiz bir kompostonun suyunu ya da meyva suyunu tencereye döküp (evde kızılcık kaynatmıştım ben onun suyunu kullandım) soğukken içine nişasta salıyoruz. Şekeri zaten kızılcığı kaynatırken ilave etmiştim, tekrar katmadım. Nişastanın belli bir ölçüsü yok. Yaptığınız pelteyi koyu kıvamda tutsun yeter. Pelte, biraz ılınınca, dolaptan çıkardığım jölenin üstüne döküyoruz. Son olarak dondurup yiyoruz.
Not: kaseye strech film serebilir ve jölenin rahat ayrılmasını sağlayabilirsiniz. Ama strech kullanmazsanız, donunca kenarlarından bıçak gezdirince de ayrılıyor. Tercih sizin. Afiyetle yiyin, sevdiklerinize ikram edin.

25 Mayıs 2008 Pazar

Rüzgar Süsü


Eğer siz de benim gibi sallantılı objeleri seviyorsanız evinizi bu tarz süslerle keyiflendirebilirsiniz.
Resimde gördüğünüz süsün yapılışı kısaca şöyle:
Birbiriyle uyumlu boncukları seçiyorsunuz. 6 adet aynı uzunlukta mumlu ipe boncukları düğümlüyorsunuz.
En ucuna püskül takıyorsunuz. Merkezden sallanacak, diğerlerinden biraz uzun bir mumlu ipe de ortadaki bacağı yapıyorsunuz.
İki adet boş iğnedenliğe resimde gördüğünüz gibi tığ işi bir kılıf giydiriyorsunuz (ortası boş).
Üstten asma yerini de yapıp süsü tamamlıyorsunuz.
Kolay gelsin : )

22 Mayıs 2008 Perşembe

Paskalya Çöreği


3 yumurta-birinin sarısı üzeri için ayrılır
1 bardak pudra şekeri
200 gr kadar margarin
1 paket pakmaya
1,5 pardak süt
Bir fiske tuz
Dövülmüş damla sakızı
Aldığı kadar un(yaklaşık 6 bardak-duruma göre)
Unu, tuzu, damla sakızını harmanlıyoruz. Ortasını açıp yumurtaları kırıyoruz. Ilık sütün içinde mayayı eritip, başka bir yerde erittiğimiz yağı ve pudra şekerini de katıyoruz. Hamur yapıp 1-2 saat dinlendiriyoruz. İyice kabaran hamuru eşit parçalara bölüp, saç örgüsü örüyoruz. Üzerlerine yumurta sarısı sürüyoruz. Tercihen üzerine file fındık serpip önceden 180 derecede ısıtılmış fırında üstleri kızarana dek pişiriyoruz. Deneyin tahmın ediyorum beğeneceksiniz. Afiyet olsun.
Not: Hem bu tarifi hem de helvalı pasta tarifini bana veren Aynur teyzeme sevgiler..

20 Mayıs 2008 Salı

Helvalı Pasta


125gr. erimiş margarin
5 yumurta
1 su bardağı un
1 su bardağı pirinç unu
2 kaşık kakao
1,5 su bardağı şeker ve Kabartma tozu
Malzemelerle keki pişirin. Ilınmasını bekleyip üzerine 1 bardak soğuk süt döküp yarım gün dinlendirin.
250gr. çikolatalı helva, 1 bardak su ve 2 kaşık kakaoyu ateşte eritip koyuca bir sos haline getirin. Keki ikiye bölün. Sosu arasına ve üstüne sürün.

12 Mayıs 2008 Pazartesi

Çay saatleri için: Mercimekli Bulgurlu Salata



Önce mercimekleri haşlayalım. Sonra suyunu az bırakıp üzerine ince bulguru dökelim. Demlendirelim.

Biraz kuru soğanı ince kıyıp, az yağda öldürelim. Demlenmekte olan bulgurun üzerine dökelim. Üzerine ayrıca kırmızı biber, sumak, tuz, karabiber, nar ekşisi, limon suyu ve zeytinyağı gezdirelim. Afiyet olsun..

Not: malzeme miktarları isteğe bağlı olabileceği için miktar vermeye gerek duymadım. Arzu ederseniz rende havuç da ilave edebilirsiniz.

9 Mayıs 2008 Cuma

Hurmayı bol yemeli

Bilim adamları, hurmanın, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için önerilen elmadan daha etkili olduğunu açıkladılar.Yapılan bir araştırmada, elma ve hurmanın yararları karşılaştırıldı. Hurmanın lif, mineral ve fenol açısından zengin olduğunu söyleyen bilim adamları, elmada daha fazla bakır ve çinko bulunduğunu, buna karşılık hurmada sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demir miktarlarının elmadan iki kat fazla olduğunu belirttiler. Bilim adamları, düzenli yenilmesi halinde kalp ve damar hastalıkları riskini azaltan bu meyvelerin içindeki yararlı maddelerin daha çok kabuklarında bulunduğunu kaydettiler.
Türkiye’de Akdeniz, Batı ve Güney Anadolu bölgelerinde yetiştirilmektedir. Hurmanın meyvesi tatli ve besleyicidir. Şeker oranı taze hurmalarda % 60–65 kurumuş hurmalarda ise % 75–85 civarındadır.

Meyve şekeri içerdiği için, sanılanın aksine şişmanlatmaz. Yoğun tempo yüzünden kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız bol bol taze hurma yiyin.

Hurmanın içerdiği Demir, kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobin sentezini kontrol eder ve bu da hamilelikte kansızlığın engellenmesini ve bebeğin gelişimi için hayati önem taşıyan kandaki alyuvarlar dengesinin uygun hale gelmesini sağlar.

Hurmada bulunan oksitsin maddesi de, modern tıpta doğumu kolaylaştırıcı bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Ayrıca doğum sırasında meydana gelen kan kaybı, vücut şekerinin düşmesine sebep olur. Hurma vücuda tekrar şeker girişinin sağlanması açısından önemlidir ve tansiyon düşmesini de engeller. Kalori değerinin çok yüksek olması sebebiyle hastalıktan güçsüz düşmüş ya da yorgun olan kimseler için özellikle çok faydalıdır.

Hurmada bulunan kalsiyum ve fosfat ise, iskelet oluşumu ve vücudun kemik yapısının dengelenmesi için çok önemli elementlerdir. Hurma, içerdiği bol fosfor ve kalsiyum ile kemik zayıflığına karşı bünyeyi korur ve bu hastalıkların azaltılmasına yardım eder.

Örneğin hurma, insan vücudunun sağlıklı ve zinde kalabilmesi için hayati önem taşıyan 10'dan fazla element içermektedir. Bu nedenle günümüzde bilim adamları, insanın sadece hurma ve suyla yıllarca yaşayabileceğini belirtmektedirler. Bu konuda tanınmış uzmanlardan biri olan V. H. W. Dowson ise, bir hurma ve bir bardak sütün bir insanın günlük besin ihtiyacını karşılamaya yeteceğini söylemektedir.

8 Mayıs 2008 Perşembe

Daha profesyonel işler:





























Rüzgar Süsleri


Cam/Duvar Süsü


İster yeni boncuklar alarak isterseniz evde kalanları değerlendirerek bu tarz ev dekorasyon objeleri yaratmak çok keyifli oluyor.
Önümüz yaz. Siz de bunlardan yapabilir ve evinizi renklendirebilirsiniz.

Takılar, takılar..

Doğal Taşlardan benzer kolyeler

Daha şık ve gösterişli sevenler için...



7 Mayıs 2008 Çarşamba

Saç dökülmeniz varsa

Kuaförüm, evde yapılabilecek pratik bir formül verdi: Bepanthen ampul (piyasada tek bir formu var-hangisi diye düşünmenize gerek yok) alıyorsunuz. 3 ytl gibi bir fiyatı var. Haftada bir kez saçınızı yıkamadan önce bir ampul bepanthene bir kaşık zeytinyağı bir kaşık badem yağı katıp karıştırıyorsunuz. Saç diplerinize sürüyor ve en az bir saat bekliyorsunuz. Hem saçları da besliyor. Ben denedim, faydasını gördüm. Sizlerle paylaşmak istedim.

1 Mayıs 2008 Perşembe


Naneli Kurabiye:
125 gr margarin
Yarım bardak sıvı yağ
Sirkeyle köpürtülmüş kabartma tozu
Üzeri için yumurta sarısı
Kuru nane
Aldığı kadar un
isterseniz mahlep de katabilirsiniz
Yoğurun, fırınlayın.
afiyet olsun

Oraletli de pasta mı olur demeyin. Harika oluyor.
Malzemeleri: 200 gr savayer (kedi dili) alıyoruz.
2 yumurta, 12 kaşık şeker, 3 kaşık un, 4-5 kaşık oralet, 4 bardak su ve 100 gr kadar-yaklaşık- margarin ile bir çeşit pelte yapıyoruz. Savayerlerin yarısını strech film serilmiş borcama döşüyoruz. (üstünde gördüğünüz siyahlar benim ilavem. aslında yapmanıza gerek yok. ama isterseniz pasta süslemede kullanılar çikolata toplarını savayerleri döşeyince aralıklarına serpiştirirseniz böyle bir görüntü elde edebilirsiniz). sonra sıcak peltenin yarısını üzerine döküyoruz. Savayerlerin diğer yarısını ikinci bir sıra oluşturacak şekilde döşüyoruz. yine kalan pelteyi döküyoruz. Vee buzdolabında birgün bekletiyoruz. Yaz günleri için iç serinleten bu farklı tarifi denemeniz dileğiyle. afiyet olsun..

25 Nisan 2008 Cuma



Süslü Kek
4 yumurta, 2 bardak şeker, 1 bardak su/süt, yarım bardak sıvıyağ, 1 paket kabartma tozu, 3 bardak un (tercihen sinangilin aromalı unlarından-ben limon aromalısını kullanmıştım). 150 derecede pişirilir. İstenirse üzerine 3 pardak soğuk süt dökülebilir. pasta kreması ve süsleriyle süslenir. afiyetle..

23 Nisan 2008 Çarşamba



Çilekli Cheesecake
1 veya 1,5 paket eti burçak bisküviyi 200 gr kadar erimiş margarinle hamur yapıp, kalıbın dibine yaydırıyoruz. Diğer tarafta 1 bardak tozşekerle 3 yumurtayı mikserle çırpıyoruz. 1 bardak yoğurdu katıp çırpmaya devam ediyoruz. En son iki paket 200er gramlık labne peynirleri ekleyip şöyle bir karıştırıyoruz. Kalıptaki bisküvilerin üzerine döküyoruz. 150 derece fırında üzeri kızarıp kabuk tutuncaya dek pişiriyoruz(ki bu yaklaşık bir buçuk saat sürebilir). En sonra çilekleri diziyoruz. Arzuya göre jöle hazırlayıp çileklerin üzerine döküyoruz. Buzdolabında tercihen 1 gün bekletiyoruz. Afiyet olsun. Not: tarifin orjinali sevgili Gülüm abladan, kendisine teşekkürlerimle...

pasta
2 katlı pastaban, bir kutu kremşanti, muhallebi, muz dilimleri, bebe bisküvisi, nescafe. Yapılışı: muhallebinizi yapın. karıştırma kabına kırdığınız bebe bisküvilerini ve muz dilimlerini koyun. üzerine muhallebi dökün(bulamaç yapıp bisküvileri ıslatacak bir miktarda olması yeterli). hepsini karıştırın. Pastabanın alt katını pasta tabağına koyun. bir cezve sıcak su hazırlayıp bir kaşık nescafeyi ve biraz şekeri içinde eritin. keki bununla ıslatın. üzerine yaptığınız muhallebili karışımı sürün. karışımdaki bisküviler lezzet katmalarının yanısıra pastanın yüksek olmasını da sağlayacaklardır. sonra pastabanın ikinci kat kekini de nescafe ile ıslatıp üzerine kapatın. krem şantiyi hazırlayıp, pastanın üzerini sıvayın.kremşantinin sonunda üst süslemeyi yapmak için bir miktar bırakın ve renklendirip üzerindeki şekilleri yapmada kullanın. şekli çizme kısmını sizin yeteneğinize ve hayalgücünüze kalmış. ağ şeklini vermek için bir bıçak ucuyla pastanın merkezinden dışına doğru çizikler atın. afiyet olsun


Sodalı Börek
4 yufka, 2 yumurta, 1 şişe soda/madensuyu, biraz sıvıyağ. Yapılışı: yufkaları dört eşit parçaya bölüp istediğimiz harcı kullanarak (kenarlarından kıvırmadan) sigara böreği gibi sarıp, yağlı tepsiye diziyoruz. Üzerine soda, yumurta, yağ karışımını döküp fırına veriyoruz. Gerçekten leziz bir börek oluyor. Tarifi bana veren Tülay teyzeme teşekkür ederim. Hepinize afiyet olsun


Kıtır Kurbişler
125gr margarin, yarım bardak sıvı yağ,1 paket kabartma tozu, sirke, aldığı kadar un. ele yapışmayan bir kıvama gelene dek yoğurulur. ikiye ayrılır. yarısına kakao ilave edilir. hamurlar açılır. fimo tekniğiyle kat kat konur kesilir. resimdeki şekil elde edilir. bir gün buzdolabında bekletilirse iyi olur. soğukken dilimlenir ve hemen sıcak fırına verilir. pembeleşmeye başlayınca çıkarılır. hepinize bu nefis lezzeti canı gönülden tavsiye ederim. tarifin orjinal tuzlu versiyonunu aldığım arkadaşım Fatoşa sevgilerimle


Tahinli Yufka
3 yufkanın her birini tezgaha yayıp yarısına kaşıkla tahin gezdirin, şeker ve çekilmiş ceviz serpin. diğer yarılarını üzerlerine kapatın.üzerine tahin sürüp susam serpin. verev şekilde dilimleyip az yağlı fırın tepsisinde yaklaşık 15-20dk fırınlayın. Not: tahin biraz yoğun gelebilir. yufkaya sürmeden önce az sıvıyağla inceltebilirsiniz. afiyetle...

ESKİ BİR GELENEK: DEMİRHİNDİ ŞERBETİ
Eski istanbulluların sık ziyaret ettiği önemli mekanlardan biridir "Hacıbekir" şeker ve pastacısı. Çeşit çeşit badem ezmeleri, akide şekerleri, pasta mamulleri ve tabiki çok özel içeceği demirhindisi çok meşhurdur. Ben de ailem vasıtasıyla bu çok özel lezzeti tatma fırsatı bulmuştum. Ve o zamandan beri tiryakisi olduğum bu içecek, özellikle yazın bunaldığınız anda imdada yetişen o müthiş zindelik veren etkisiyle belleğime kazınmıştır.En nihayetinde ben de bu formülü evde denemeye karar verdim. Biraz araştırdım ve birkaç şekilde hazırlandığını öğrendim. Kaynatılarak yapılabildiği gibi kaynatılmadan yapılabilen tarifleri de mevcut. Ancak ben kaynatmayı tercih ettim. Özellikle bağırsak yumuşatan ve zindelik verici etkisi hissedilen bu içeceğin limonata kadar hatta belkide daha lezzetli tadını ve yapılışını sizlerle paylaşmak istiyorum.Malzemeler sadece 100 gr demirhindi (aktarlarda bulabilirsiniz) ve bir adet kabuk tarçın. Akşamdan demirhindiyi parçalayıp ıslatıyoruz. Ertesi gün büyükçe bir çelik tencerede kaynatıp şeker ilave ediyoruz. Burada size belli bir su miktarı vermemekle beraber yaklaşık iki çaydanlık kadar bir sıvı elde edebileceğinizi hatırlatmak isterim. Oldukça tortulu olacağından ince bir tülbentle süzünüz. Şişelere doldurunuz. Tadını ilerleyen zamanda damak tadınıza göre ayarlayabilir, tarçının yanını kabuk zencefil, karanfil yada limon kabuğu atmak isteyebilir, yada şeker oranını azaltıp çoğaltmaya karar verebilirsiniz. Bu konuda bana yol gösteren Hacıbekir'de içtiğim demirhindiden kalan damak tadı oldu. Harika bir tadı olan bu eski osmanlı kültüründen gelme geleneksel içeceği hepinize tavsiye ederim. Baştan biraz farklı gelebilir. Ama eminim seveceksiniz. Şimdilik hoşçakalın, afiyetle kalın.


PUDİNG HAMURLU KEK - denemenizi tavsiye ederim
3 yumurta, 1 bardak şeker, 2 bardak sinangilin tropik aromalı hindistan cevizli kek unu, yarım bardak süt, yarım bardak sıvı yağ, 1 paket muzlu puding, 1 paket kabartma tozu (sirke ile köpürtün). Malzemeler karıştırılıp, yağlanmış kalıba dökülür. 175 derece fırında 45 dk pişirilir. Not: kek yaparken üstünün kızarıp yanmaya dönmesi buna karşın içinin hamur kalması durumuyla karşılaşırsanız, üstüne alüminyum folyo serip içi pişene dek fırında tutmayı deneyebilirsiniz. afiyet olsun